28 Mart 2008 Cuma

Veda

Resim: Boynubükük bebekken
Biz yeni evli ve bahçeli 2 katlı evde oturuyorken eşim bir gün yavru bir köpek getirdi. Evsahibi adam ve oğlu çok sevindiler, bahçeye yuva yapıldı. Bir kulağı kesik şiddet görmüş bu yavruya "Garip" adını taktık.
Ev sahibesi hanım ise bana sürekli akıl verdi: "Bak kızım, eşin seni unutur, bundan böyle hep köpekle ilgilenir. Sen 2. planda kalırsın" dedi. :)
Hani yeniyiz ya, cicim, balım ayları yaa. Sabahleyin kapıda geçirdikten sonra, bir de pencereden el sallama faslı yapıyoruz. Bir sabah el sallıyorum, aa bizimki hiç pencereye doğru bakmadı bile. Köpeğin yuvasının olduğu tarafa bakarak... Gittiii.
"Sen görürsün akşama" dedim. "Zaten Aysel teyze bana demişti" dedim.
Bu sene Temmuz'a 22. seneyi tamamlamış olacağız inşallah ama o gün bugündür bizim klasik sloganımız oldu bu "Zaten Aysel teyze bana demişti" sözü.:))
Şimdilerde eşim bana söylüyor kedilerden dolayı. Yani ne o, ne ben Rabb'imin yarattığı bu "can"lardan vazgeçemiyoruz. :))
-----
Ama artık blog olayını ise kesin olarak bırakıyorum. Gerçi Aysel teyze bu konuda birşey dememişti. :P
Zaten diyemezdi çünkü o yıllarda bilgisayar uzay yolu dizilerinden yeni yeni çıkıp hayata karışıyordu. Böyle yaygınlaşacağını da pek tahmin etmiyorduk doğal olarak. :))
------
Sebepler çok ve çeşitli. Ama kısaca diyebilirimki, artık içime dönmeyi çok arzu ediyorum.
Hepinizle çok güzel günlerimizi paylaştık.Her bir arkadaşımı ayrı ayrı, tanıdığım için çok memnunum. Herkesten öğrendiğim farklı bir şey oldu, bloglar bana çok şey kattı kısaca. Bunun için bilhassa çok teşekkür ederim hepinize. Ve bu veda yazımda, varsa benim üzerinizde hakkınız, benden yana helal olsun. Hepiniz Rabb'ime emanet olun.

Resim: Melül Peter

14 Mart 2008 Cuma

Bizim kediler eşim hakkında ne düşünüyorlarmış, bir bakalım :)

Bizim pisiler eşime karşı nasıl bir tavır sergiliyorlarsa onu dile getirmeye çalıştım. :)
-Şu anda olanı olmayanı- hepsinin durumu bu şekilde idi.
(onunla hiç ilgilenmeyenleri yazıya sonradan ekledim.)
Huysuz cadı Maydanoz derdi ki....
"Ayol o benim kocam!
Bir de kumam var evde (bu ben oluyordum)
kendini "yürüyen yemek ağacı" zannediyor.
Ama olsun ben onu da çok severim.
Hem kuma gemisi bile yürür de
elti gemisi yürümezmiş." :))





Maydanoz'un oğlan bebeler:
Aaaay biz ona resmeeen aşığııız.
Ölürüz onun için.
O bizim 2. annemiiiz.




Dediğim dedik Lulu diyor ki:
Aay ay o çok tatlı okşuyor beni,
bayılıyoruuuum.







Romantik Julia diyor ki:
Hiih çok yakışıklı,
kedi olsa aşık olurdum ben ona.







Saf avcım Zıpzıp diyordu ki....:
Bazen sesi çok gür çıkıyor ama,
biliyorum o da benim yeşil gözlerime hasta.










Büyümeyen çocuk Boynubükük:Lüzumsuz bir adam!
Annem sevmiş bir kere, biz de katlanıyoruz işte.

Karakter sahibi Roka: O da kim? hatırlamıyorum??
Bir aşinalığım var gibi de ama????





Melek Wiky derdi ki:
Ooooy benim oyun arkadaşım, bütün dünyaaam,
een sevdiklerimden ve hep annemin yanında
gördüğüme göre de kardeşiiiim.





İhtiyar Annane kedi diyor ki:
Pencerenin önünde bir-iki hapşırdım, öksürdüm diye hemen coz coz iğneler yaptın bana. Verdiğin gayretle bak kızların içinde ilk önce ben evlendim. Bu sene yavruları annenin bahçeye değil sizin burada doğuracağım sanırım. Haberin var değil mi?




Kapris böcüğü Tekirhanım diyor ki:
Benim kadar hızlı pati sallayan tek yaratık!

(Bu Julia ve Zıpzıp'ın hala kendine el sürdürmeyen kardeşidir)




Bütün baba kediler:
Sen bize aşı yapamadığın için bahçede pek istemiyorsun.
Hem kocamanız, bir tanemiz 3 yavru kedinin yediği kadar yiyoruz diye kızıyorsun. Ama annemiz bize tavuğun arkasında bir de kuru mama veriyor. Oooooohh işte. :))







Melül Peter diyor ki:
(Bu kediyi nasıl baktıysam kız zannetmiş, gözlerini kocamaan açıp hayretle baktığı için de adını Heidi koymuştum. Oğlan olduğu anlaşılınca oldu adı Peter)

Beni "uyutmayı" reddettiğin için teşekkür ederim babacığım.
Ancak böyle uyuyabilsem de yaşıyorum ben.
Hatta Maydanoz teyzemin minik kızını kovalamaya bile başladım.:))
Not: uzuuun uzun yazdım bunu, sonra vazgeçtim......



----------------------------------------------------------
EKLEME: (Maydanoz'un tek kızını unutmuşum)
Nazlı Çıtçıthanım diyorki:
Amanın üşüttüğüm zaman bana yaptığı iğneler çok yakıcıydı.
Onun için sesini duyunca saklanıyorum hemeen.
Gündüz o yokken, eve girip biraz keyif yapayım istiyorum. O zaman da pis Peter beni rahat bırakmıyor. :(



Bunlar da Duman,Boncuk, Biyonik. Bunlar eşime sadece kafa okşatıyorlar. Başka yakınlıkları yok ona karşı. Hadi hatırları kalmasın istedim.:)
Biyonik kız Peter'in kardeşi, çook cazgır olduğu için ona bu adı koydum. :)))))) Sanırım artık o da hamile.

4 Mart 2008 Salı

Bahçelere geldi bahaaar,ama yeşil halı sermedi daha

Yeşil halı yok ama, sadece erik ağacı değil bütün ortanca ve şakayık ve filbahriler bile yaprak tomurcuklarını açtı.:(
Şu arka planda görünen yerlere saçılmış
pazar mallarını farkettiniz değilmi?
Efendim çocuklarım gidip o kumaşların üzerine yatıyormuş. Müşteriler de "ıııy" diyormuş.
( Yalnız genelde orada o tülcü yok.
Penyeler, havlu kumaşlar filan oluyor)
Aman aldıkları parçalar zaten hep yerlerde,
eve gidince yıkamak zorundasınız huu hanımlaaar??????


Çocuklarım deyince, oğlum geçen gün anlattı:
Yıllardır görmediğim bir ahbapla bir yerde karşılaşmış. Beni sormuş, "annen yine çalışıyor mu?" filan demiş.Bizimkinin verdiği cevap içimi ısıttı, sizinle de paylaşayım istedim.:)
"Yok artık çalışmıyor. Annemin mesleği annelik,ev hanımı denmesinden hiç hoşlanmaz. En zor iş olan anneliği yapıyor. Beni büyüttü, şimdi kabilesi var. Onlarla meşgul oluyor" demiş canım benim yaaa.
Bir de bana anlatırken sesinde hiç alay ya da kinaye yok, öyle sevgi dolu bir sesle anlatıyor ki eridim bittim ben. Ki normalde kedilerin çokluğundan şikayetçidir. O da alıştı demek.:))
Bugün de o okula giderken aynada kendimi anaam saçlarımın şekli bozulmuş görünce "aa oğlum söylesene saçlarını topla diye, ne korkunç olmuşum " dediim.
Baktı bana: " yooo çok güzelsin" dediiiiii.
Aşkım yaa, ben ölürüm senin içiiin.:)
Bak bunlarda bizim gibi anne oğul, şipşakçıya aile fotosu çektiriyorlar sanki. :)))