3 Nisan 2008 Perşembe

Son yazı mühim mevzu...


Allah'ıma emanet olun.
Resimlerin devamı Flickr 'da...

-----------------------------------------------------------------
KURAN VE HADİS'LERDE HAYVAN HAKLARI:
"Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar"
(En'am suresi:38)


Efendimiz (a.s.), abdest almak için hazırlandığı sırada kedinin abdest suyundan içmekte olduğunu görünce o içinceye kadar bekleyip, ondan sonra abdestini aldı. Orada bulunanlardan biri: "Ya Rasûlallah! Su necis olmadı mı?" diye sorunca: "Hayır, kedi aile efradından biridir. Hiç bir şeyi kirletmez." cevabını verir.

Üsame ibni Zeyd'e Peygamberimiz (s.a.v.): "Ey Üsame, acıkan "ciğer sahibi" her hayvan hususunda dikkatli ol! Kıyamet günü Allah'a şikâyet edilirsin." buyurmuştur.

Ashab'tan bir kısmının: "Ya Rasûlallah! Hayvanlara yaptığımız iyilikten dolayı bize ücrette mi var?" diye sorması üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) şu cevabı verir:
"Evet, her bir yaş ciğer sahibine yapılan iyilik için ücret vardır."(Buhari)

Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Bir adam yolda, yürürken susadı ve susuzluğu arttı. Derken bir kuyuya rastladı. İçine inip susuzluğunu giderdi. Çıkınca susuzluktan soluyup toprağı yemekte olan bir köpek gördü. Adam kendi kendine: "Bu köpek de benim gibi susamış" deyip tekrar kuyuya inip, mestini su ile doldurup ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti."

Bir diğer rivâyette şöyle denmiştir: "Fâhişe bir kadın, sıcak bir günde, bir kuyunun etrafında dönen bir köpek gördü, susuzluktan dilini çıkarmış soluyordu. Kadıncağız mestini çıkararak (onunla su çekip köpeği suladı). Bu sebeple kadın mağfiret olundu." (Müslim, Tevbe 155, (2245)

İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Bir kadın, eve hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme gitti. Kediyi hapsederek yiyecek vermemiş, yeryüzünün haşerâtından yemeye de salmamıştı." (Buhârî)

Abdurrahman İbnu Abdullah, babası Abdurrahman (radıyallâhu anh)'dan rivâyet eder ki şöyle demiştir:

"Biz bir seferde Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) ile beraber idik.Resûlullah bir ara bir ihtiyacı için yanımızdan ayrıldı. O sırada hummara denen bir kuş gördük, iki tane de yavrusu vardı. (Kuş kaçtı) yavrularını aldık. Kuşcağız etrafımıza yaklaşıp çırpınmaya, kanatlarını çırpıp havada inip çıkmaya başladı. Resûlullah (aleyhissalâtü vesselâm) efendimiz gelince:
"Kim bu zavallının yavrusunu alıp onu ızdıraba attı? Yavrusunu geri verin!" diye emretti. Bir ara, ateşe verdiğimiz bir karınca yuvası gördü.
"Kim yaktı bunu?" diye sordu.
"Biz!" dedik.
"Ateşle azab vermek sâdece ateşin Rabbine hastır" buyurdu.." (Ebû Dâvud )

Peygamberimiz (s.a.v.); yolculuk sırasında mümbit bir yere uğranıldığı vakit, hayvanın sırtından inilerek otlardan hakkının verilmesini, otsuz yerlerden de süratle geçilmesini tavsiye etmişlerdir. Hz. Enes (r.a.): "Biz bir yerde mola verince, hayvanlarımızın istirahatını sağlayıncaya kadar istirahat etmezdik." demiştir.

Peygamber efendimizin herbiri birbirinden güzel uyarılarının sadece bir kısmını buraya alıntılayabildim.
Kaynaklar:

1 ve 2